Amaç: Bu çalışmada, klinik görüşmede bildirilen cinsel istek düzeyinin öneminin anlaşılması amaçlanmış, cinsel istek düzeyinin cinsel gelişim özellikleri ve cinsel işlevleri değerlendiren ölçek sonuçları ile ilişkisi ve cinsel isteğin yeterli düzeyde olmasının klinik tanıyı yordayıcı etkisi araştırılmıştır.
Yöntem: Özelleşmiş Cinsel İşlev Bozuklukları (CİB) kliniğine başvuranların tıbbi kayıtları ardışık olarak taranmış, ilk klinik görüşmede cinsel istek düzeyini yeterli bildiren 101 hasta ve yetersiz olarak bildiren 94 hastaya ait öngörüşme formu, sosyodemografik bilgiler, cinsel davranışlar, klinik özellikler ve Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeği (GRCDÖ) karşılaştırılmıştır.
Bulgular: Çalışmamızda cinsel isteğini yetersiz bildiren gruptaki bireylerin anlamlı derecede daha yüksek oranda görücü usulü evlilik yaptığı, cinsel bilgi kaynağının olmadığı, mastürbasyonu daha az oranda doğal ve daha yüksek oranda günah olarak gördüğü, evlilikte ilişki sıklığının daha az olduğu, cinsellikle ilgili olumsuz yaşantı ile daha yüksek oranda karşılaştığı ve çocuk sahibi olduktan sonra cinsel yaşamında olumsuz yönde değişiklik olduğu, daha yüksek oranda komorbid CİB yaşadığı ve daha yüksek GRCDÖ sıklık, doyum, kaçınma, dokunma, anorgazmi alt ölçek ve toplam puanlarının olduğu saptanmıştır. Cinsellikle ilgili bilgi kaynağı ve cinsellikle ilgili olumsuz yaşantının cinsel istekte düşüklüğü yordadığı görülmüştür. Cinsel isteği yeterli olanlarda CİB tanısı sıklığı cinsel isteği yeterli olanlara kıyasla 8.5 kat daha fazladır.
Sonuç: Bulgularımız kadınlarda klinik görüşmede saptanan cinsel istek yeterliliğinin kadın cinsel sağlığı ve işlevlerini değerlendirmedeki önemini ve cinsel sağlık eğitimine olan gereksinimi göstermiştir.
Anahtar Sözcükler: Cinsel istek, kadın cinsel işlev bozuklukları, tanısal değerlendirme